Sema’nın Gediği’nden.
“Şimdi senin o durgun ve her şeyden çekilmiş halini bir yaşam tembelliği zannediyorlar.”
Bu senenin kelimesi “kalabalık yalnızlık” seçilmiş. Çokça insan var ama biz hep tenhadayız. Herkesin ve her şeyin içinde sanki başka bir dünyada gibiyiz. Bazen böylesi daha iyi. Popülerizmin, manipülatörlerin ve başkalarının gölgelerinde dinleneceğime kendi yolumda pişip“kendileşmeyi” tercih ederim.
Ara ara inzivaya çekilip sonra tekrardan insanların arasına karışıyordum. İletişim kurmayı, bir şeyler paylaşmayı seviyor olsam da kendi kendini tamamlayan bir yalnızlıkla da kendimi bulurum. İsmimin anlamlarından olan işitmek fiilini çokça yapsam da bazen kendimi duyamadığımı fark edip bu sefer de kulağımı kendime yöneltirim. Ruhumun ihtiyaçlarını dinlerim. Bu döngü kendi kendine ilerlerken ne olduğunu bilmediğim bir şey oldu ki içime gömüldüm. Bu yolun sonunun selamete ereceğine olan inancımla diriyim, diri kalmaya çalışıyorum. Nedendir bilinmez âsiyim bugünlerde. Normalde de damardan bir âsilik vardı ama :) bu başka. Ben de kimseye çatmamak ve kırmamak için kendi dem’imde demleniyorum. Yukarıdaki söze uzunca bir baktım. Bazen bu durgun hali soranlar oluyor. Bu hâl genellikle dile dökülen değil sessizliğinle duyulduğun bir hâldir. Bunu da zaten “en” dediğin insanlar anlayabiliyor.
Tasavvufta son ders incinmemek imiş. İnsan-ı Kâmil’e yaklaştıkça bu hengâmelere ve kırılganlıklara, kızgınlıklara bir set çekiyor demek ki insan. Yoksa bir ömür insanlara laf anlatmakla debeleniyoruz. İncinmemek başka bir mertebe. Biz bu mertebeye erişenlerden olur muyuz bilemiyorum ama fazla incinir olmanın ruhunda yaradan başka bir işe yaramadığı âşikar. Ya yara olanlar?
Acıyı en derinden hissedenlerin bile aynı yarayı açıp kaybolduklarına her fırsatta şahit olduğum için asıl dostun yaradandan başka biri olmadığına kanaat getirdim.
Işık yara'dan sızar. Işık yaradan'dan sızar meselesi.
Tüm bunları hayata küsmüş biri olarak değil hayatın gerçeklerinden birini heybesine koymuş biri olarak dile getiriyorum. Hayatın her yerinde olması gereken itidali yakaladığımızda belki daha az hengamelerde kayboluruz. Belki o zaman bu durgun ve her şeyden çekilmiş hâlimin bir yaşam tembelliği olmadığını anlarlar.
01.25
Hû.
Yorumlar
Yorum Gönder