Alışveriş Listesi.
Otobüsteyim. Sık sık kaybolup gidiyor gördüklerim. Bu kadar kısa mı diyorum. Öyle, aslında geçip gittiğimiz yollar bu kadar kısa. Fazla takılmamak lazım. Yusuf Kaplanın da dediği gibi bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan insanlar. Kulağımda yine aynı şarkıyla yazmak geldi yine içimden. Pek yazasım yok bu aralar. Belki yazıyorumdur ama kalemime dökülmüyor düşündüklerim. Nerdeler bilmiyorum görürseniz söyleyin, çok geç kalmasınlar. Şimdi eve dönüyorum. Zihnimin içinde durmak bilmeyen bir düşünce akışı. Sözde alışveriş için geldiğim şu sokaklardan alacağımı almış bir şekilde geri dönüyorum. Alışverişler belki insanları en iyi gözlemlemeye çalıştığım yerlerden ama aşırı kalabalık ve bunaltıcı. Hafta içi olduğu için çok kalabalık olmayacağını düşünsem de alışveriş kelimesinin ihtiyaç halinde yapılan bir şey olmaktan çıktığını unutmuş olmalıyım. Gereksizce onlarca şey alıyorlar. Bazen bende, belki bilmiyorum.
Elimde bir mikrofon olsaydı. *Bu gidiş nereye? diye tüm sokakları dolaşıp bağırmak isterdim. Nereye gidiyoruz? Nedir bu isteklerin bitmemesi. Nedir başka şeylere koştururken kendimize geç kalmışlığımız. Düşünüyorum çok düşünülesi şeyler. Neyi kaybettiğimizi hatırlayacağız bir gün, geç olmasın. Aklıma şöyle bir şey düşüyor, maddesel anlamda ihtiyaçlarımızı karşılamak için onlarca şey alıyoruz fakat manevi anlamda ihtiyaçlarımıza hiç bakmıyoruz. Uzunca bir düşündüm bu konu üzerine. Kimse onarmamış kalbini. Kırdıkça kırıldıkça bastırıp durmuş ne varsa. Nereden anlıyoruz bunu?
Herkesin yaralı oluşundan. Kimse en kırılmışlığına inip tutmamış kendi ellerinden. Ne diyelim bu da kişinin kendi hakkını yemesi.
...
Giderek yaklaşıyoruz varacağımız yere doğru evet doğru yerde inmek lazım. O halde son olarak şöyle diyelim. Acilen bir alışveriş listesi yapmalıyız bu liste de çok uzayacak gibi fakat dikkat etmemiz gereken şey fazlaca almaktan ziyade ruhumuza uygun olanı almak.
Yorumlar
Yorum Gönder