Yol Almak.
*Balkonda otururken, uzun süredir her şeyi değiştirmeye,
düzeltmeye iyileştirmeye ve elimde tutmaya çalışmaktan yorulduğumu fark ettim.
Boşluğa uzun uzun baktıran bir yorgunluk bu. Artık ne olacaksa olsun
halledemedim çünkü.
Umma ki küsmeyesin sözünü önemserim. Beklenti içine girdikçe
insan daha çok üzülüyor bazı konularda. Hayatı tüm netliğiyle ve gerçekliğiyle
ele aldığımızda bu ummama hâli daha uygun geliyor.
Hep söylerim hassas kalpli insanların bu dünyada
barınabilmesi için belki kalplerini birkaç kat sarmaları gerekir. Dünya her
şeyin yolunda gittiği bir yer değil
çünkü. Belki de şairin dediği gibi hüzün su gibi hayatın içinden. Bir yanımız
bu çalkantıda hayata devam edeceğiz.
Önemli olan bu
kabullenişi sağlayabilmekte. Sanırım bu da ancak düşebilmenin acısını
hissettiğimizde oluyor. Çünkü hayat uygulamalı bir ders.
Yol almanın önemli
olduğu bazense yol verebilmenin gerekliliğini hissettiğimiz uzun bir serüven.
Ne zaman kendimi şu girdaba düşmüş hissetsem amacıma ve gayeme sıkı sıkı sarılmaya
çalışıyorum. İnsanların ve beraberinde
her şeyin geçici olduğunu fark ettiğimde tüm bu geçiciliğin içinde geçmeyecek
bir şeyler arıyorum.
Burnunun dikine giden bir
yapım olsa da başının çaresine bakmak yerine başlar kurtarmak gayesini
edinmeye çalışıyorum. Annem hep söyler dünyayı sen kurtarmayacaksın. Evet belki
kurtarmayacağım ama bir şeyler değişmeli,
var olduğumuz yerde bir farklılık olmayacaksa hiç olmamak arasında bir
fark göremiyorum. Bir yanımsa bir yaprağın incinebileceği kadar kolay inciniyor.
Bu belki de benim suçum insanları beni incitebilecek yakınlığa koymamalıyım.
Tek bildiğim artık birilerini umursayacak kadar da güçlü
hissetmiyorum kendimi. Konuşulmasa da hâlin insana sirayet edebileceğini biliyorum.
Belki bu kadar inceden gitmemeliyim.
Koca bir ders bitmek üzere bu yazıyı yazarken. Kendimi ifade
etme ihtiyacı hissettiğimde gerisi çok da umrumda olmuyor. Zaten şuan sadece bedenen
buradayım. Lisede bir matematik sınavı öncesi herkes birbirine son bilgilerini
aktarırken cam kenarında yazdığım yazıyı hatırlıyorum. Hemen hemen bu kıvamda
bir yazıydı. İnsan içinden çıkamadığı soru işaretlerine çözüm bulamadıkça o
soru işaretlerini peşinden götürmeye devam ediyor. Yine de pişman değilim. Düşe
kalka öğrendiğim bir şey var;
*Umma ki küsmeyesin.
04.10
https://youtu.be/DvkZBk4KfXQ
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil