Geç'erken.
Mavi bisikletim ve ben yollardayız. Hava artık kış geldiğini belli edecek kadar kendi. Rüzgârsa içimizi üşütecek kadar diri... İlerliyorum, güzele ve güzelliklere doğru. Yeşil ceketim rüzgarın etkisine dayanamayıp bir sağa bir sola uçuşuyor. Elimi kaldırıp rüzgarı hissediyor derin bir soluk çekiyorum. Özgürce nefes alabilmek ne güzel. Kulaklığımı takıp son sese alıyorum. Duymak istediğim müzik mi yoksa kendimi mi dinliyorum aslında karar veremiyor yola devam ediyorum. Yollar, âh yollar. Ne de hızlı geçip gidiyoruz. Hızlandıkça gördüğüm nesneleri hiç göremez oluyor daha da hızlanıyorum. Belki de bazen gözlerini kapatmak görmeden görebilmek daha iyi geliyordur. Hava git gide serinleşiyor. Derin bir serinlik bu. Sanırım birazdan yağmur başlayacak yine de deniz kenarına gitmeyi isteyebilirim yağmur yağınca pek kimse gelmiyor. Yola devam ederken dinlediğim şarkının sözlerine kulak kesiliyorum.
Nerede tükettin türkülerini diyor. Hani bazı sorular olur ya derinlere götürür, öyle bir soru bu. Sahi nerede tükettik türkülerimizi?...
İşte her zaman oturduğum bank ileride, denizin tam karşısında. Yağmurun yeni başlamasındandır herkes gitmek için hazırlanıyor. Az ilerde çamur birikintisine atlama isteğiyle bakan minik dikkatimi çekiyor, ne kadar da mutlu. Geçip banka oturuyorum masmavi deniz düşen yeni yağmur damlalarıyla daha da hareketleniyor.
Gemiler ise havadaki sise rağmen ilerliyor. Deniz masmavi ve güzel içim ferahlıyor denize baktıkça. Biraz denizi dinleyip bisikleti banka yasladığım yerden alıp tekrar yola koyuluyorum.
Dinlemek güzeldir fakat her zaman bir insanı dinleyerek rahatlamaz insan. Bazen susmalı ve oluşun içindeki sese kulak vermeli, kendini duyabilmek için. Bu gayeyle yola çıkmış yeni başlangıçlara bir adım atmıştım. Tıpkı şarkıda da söylendiği gibi:
*Yeniden başlamalı.
Yorumlar
Yorum Gönder